Venüs ve Merkür düz seyrinde

Retroların bitmesiyle birlikte yavaş yavaş hareketleniyoruz. Yeni adımlar atmak için gökyüzünden bu hafta destek var.

Venüs, Ocak sonunda zaten düz seyrine başlamıştı. Halen gölgeli günleri devam etse de, yavaş yavaş hayattan zevk almaya başlıyoruz. Gerçi halen sevmediği Oğlak Burcu’nda. Birden bire her şeyin düzelmesini beklemeyelim. Yine de ilişkilerde yeni adımlar atmak için bu hafta fırsatlar var.

Mars ve Venüs 12 Şubat itibariyle Oğlak Burcu’nda kavuşuyor, 12 Mart’a kadar birlikteler. Aşk ateşi göstergesi bu kavuşum. Uranüs’e üçgen açı yapıyor. Bu aniden çıktın karşıma, vuruldum bak ben sana, açısı. Sürpriz, beklenmedik aşk ilişkileri. Ama maalesef ezoterik astrolojide önümüzdeki sevgililer gününde karşılaştığımız aşklar çok da hayra alamet gözükmüyor. Neden derseniz, Oğlak Burcu vurgusu var. Pan etkisi. Detayları haftaya yazarım ama şimdilik,“Nerden Çıktın Karşıma” şarkı sözleri olayı özetler gibi gözüküyor.

Sevmesini bilmeden

Nasıl bakarsın öyle?

İlk defa seven kalbi

Nasıl yakarsın söyle?

Nerden çıktın karşıma?

Ateş vurdu başıma

Ben bal zannettim ama

Zehir kattın aşkıma

Merkür, Tanrı’ların habercisi, iletişim gezegeni ise 6 Şubat’ta düz seyrine geçti. Venüs gibi yine iki hafta kadar gölgeli günleri. Bir gezegenin retro olması, yörüngesinde yavaşlaması ve Dünya’dan bakıldığında geri gidiyor gibi gözükmesine denir. Aslında gezegen geri gitmez. Yavaşlar. Enerjisini tam olarak ifade edemez. Bu da temsil ettiği konularda sorunlara yol açar.

Retro esnasında, teknolojik aletlerde problemler ve iletişim kazaları yaşamış olabiliriz. Seyahatlerde aksilikler, eğitimde sorunlar, ticari konularda anlaşmazlıklar yaşanmış olabilir. Artık yavaş yavaş ertelediğimiz işleri ele alıyoruz. Hayatın hızlandığını gözlemleyebiliriz.

Bir sonraki retro 10 Mayıs - 4 Haziran arası bilginize.

8 Şubat, Mars - Uranüs Üçgeni; Sürpriz gelişmeler!

Mars hareketin, mücadelenin gezegeni. Uranüs ise sürprizler, bağımsızlık, özgürlük. Cesurca, özgürce attığımız her adım gökyüzü tarafından destekleniyor. Siz kendinizden yola çıkarak bir adım atarsanız, sürpriz bir kapı açılır. Anahtar kelime, kendinizden yola çıkmanız, komşunun kızı Leyla’nın sözleriyle değil. Uranüs bireyselliği temsil eder çünkü. Birey olmayı.

Pazartesi ve Salı özellikle etkili olacak olan bu açıyı iyi değerlendirin. Zaten gölgeli de olsa Merkür de, Venüs de ileri harekette artık. Zaman adım atma zamanı. Ama zorlama olmasın lütfen. Sırf adım atmak için de adım atılmaz. Bir planınız olsun.

Mars Oğlak’ta, hatırlatmakta fayda var. Planlı, programlı, sabırla adım atmakla ilgili. Ayaklarınız yere basmalı. Sorumluluklarınızın bilincinde olmalısınız. Ama her zamanki yoldan değil de, belki bu sefer farklı bir şekilde olaylara yaklaşmanız gerekir. Geleneksel olandan ziyade, yenilikçi bir yaklaşım. Yine de çok uçuk, kaçık olmamalı bu yol. Hem Uranüs, hem de Mars toprak gruplarında, gerçekçi olmak önemli.

Farklılığınızı korkmadan, cesurca gösterin. Mars Oğlak Burcu’nda olduğu için iş hayatında gösterin. Yeni projelerde insiyatif alın. Fikirlerinizi söyleyin. Biz bunu hep böyle yapıyorduk ama şu şekilde de yapabiliriz gibi. Yenilikçi yaklaşımınız dikkat çekebilir, takdir alabilir. Bir ayda bitecek olan projeyi belki bu şekilde iki haftada bitirirsiniz veya sonuç çok daha güzel olur. Gerçekçi kalarak, yeni olanı deneyin. Özelikle Pazartesi ve Salı günleri. Mars’ın kişisel haritanızdaki konumu da burada önemli, unutmayalım.

Yine, Yeni, Yeniden Merkür - Plüto kavuşumu!

Oğlak Burcu’nda yine bir Merkür - Plüto kavuşumuyla karşınızdayız. Merkür, Plüto kavuşumunu daha önce yaşadık. Sonra Merkür geri gittiği zaman tekrar kavuştu Plüto’yla, şimdi ileri giderken son bir kez daha kavuşuyor. Demek ki orada çözülmesi gereken bir şeyler var. Bu ikili bayağı bir ses çıkarttı. Ne demek istiyor olabilirler?

Merkür - Plüto kavuşumu özelikle takıntılı düşüncelere işaret eder. Sürekli düşünür halde olmak, kaygı bozukluklarına, uykusuz gecelere, gereksiz strese yol açabilir. Yaşanmamış bir konu hakkında kafanızda binbir senaryo kuruyor olabilirsiniz. Bu senaryoların çoğu da olumsuzdur.

Söylenene göre bir insanın beyninden günde ortalama 60.000 düşünce geçermiş ve yine bunun yüzde 95%’in önceki gün düşündüklerimizle aynıymış. Sayılar ne kadar doğru bilemem, farazi rakamlar, ama konu net, hepimizin takıntılı düşünceleri var. Özellikle korkular, olumsuz düşünceler, tatmin edilmemiş arzular, ihtiyaçlar sürekli kafamızda dönüp duruyor. Ve işin kötüsü biz beynimizi en çok ne için kullanırsak, beyindeki o bağlantılar güçleniyor. Spor salonundaki egzersizlerin kolumuzdaki kasları güçlendirmesi gibi.

Neyi düşünüyorsak o oluyoruz. Düşünceler davranışları, davranışlar karakteri, karakter de kaderi değiştirir. Çare ne? Takıntılı düşünceleriniz varsa farkına varın. Farkındalık en önemli iksir. Meditasyon gibi teknikleri de deneyebilirsiniz. Kafaya onu tak, bunu tak hayat geçmez. Takıntılı düşünceler günlük hayatı cehenneme çevirebilir.Israrla kavuşan Merkür ve Pluto bizi farkındalığa davet ediyor. Oğlak Burcu’nda oldukları için ise korkularımızı farketmeye, olumsuz, karamsar düşüncelerimizi farketmeye çağırıyor.

Merkür, Pluto kavuşumu kime yarar derseniz, takıntılı bir şekilde bir konuyu derinlemesine araştıran bilim insanlarına. Enerjinin en sağlıklı kullanımı sanırım budur. Çabuk sıkılan bir beyinden keşif yapmasını bekleyemeyiz. Ancak, delice bir tutku ile, yılmadan yapılan araştırmalar sonucunda icatlar yapılmıştır. Konuyu Edison’un ünlü sözleriyle kapatalım:

“Ben başarısız olmadım. Sadece işe yaramayan 10.000 farklı yöntem buldum.”

Güzel düşüncelerle dolu bir hafta dilerim sizlere,

Sevgiyle kalın,

Foto: Funda Habali - The Netherlands 2012

Bu yazı 7 Şubat haftası Haberton'da yayınlanmıştır.